Perthes hastalığı, kalçadaki patolojik bir duruma bağlı olarak gelişen bir hastalıktır. Beslenmesi bozulmuş olan kemiğin canlılığını yitirmesi durumu meydana gelir. Uyluk kemiğinin başının bir kısmında ya da nadir de olsa tamamında meydana gelebilir. Vücut bu canlılığını yitiren alanı bir yandan yenilerken, bir yandan da yapım sürecindeki kemik daha yumuşak ve dayanıksız olduğu için günlük aktiviteler sırasındaki hareketleri kaldıramayıp kırılır. Uyluk başı kırık oluşmasına bağlı olarak çöker ve deforme olur. Kemiğin büyümesi işlevinden sorumlu olan kemikleşme çekirdeği uyluk başında bulunduğu için bu alana kan gitmemesi sonucunda büyüme durur ve uyluk başının deforme olduğu bacakta kısalık meydana gelir.
Perthes hastalığının çocukluk dönemi ağrılı patolojileri arasında önemli bir yeri vardır. 2 – 12 yaş arası çocuklarda görülmekle birlikte; bu hastalığın en sık rastlandığı yaş aralığı 4 - 9’dur. Erkek çocuklarda görülme oranı kız çocuklarına göre daha yüksektir. Çocukların %10’unda ikinci kalçanın da sonraki dönemde hastalığa maruz kalması söz konusudur.
Çok sayıda teori bulunmasına karşın hastalığın oluşum nedeni bugüne kadar aydınlatılamamıştır. Kan pıhtılaşma mekanizmasında rol alan protein C ve S eksikliği, ve protein C'ye karşı gelişen direnç sonucu damar içi pıhtılaşmanın kolay oluşması (trombofili) ve oluşan pıhtının zor erimesi (hipofibrinoliz) suçlanmıştır. Kan akışkanlığında azalma görülen bazı kan hastalıklarında (talassemi majör, orak hücreli anemi) femur başı avasküler nekrozunun sık görülmesi araştırmacıları bu yönde düşünmeye itmiştir.
Femur başını besleyen damarlardaki farklılıkların femur başının kanla beslenmesini riske attığı ileri sürülmüştür. Bu, özellikle travmanın hastalığın oluşumunda esas neden olduğunu ileri süren teori ile örtüşmektedir.
Femur başı ve boynunun venöz boşalım bozukluğunun kemikiçi basıncı arttırarak avasküler nekroza neden olduğu da iddia edilmiştir. Hastalığın başlangıcındaki sinovit dönemi ile transiet sinovit arasında bir ilişki kurulmaya çalışılmışsa da, transient sinoviti bulunan hastaların hemen hepsinde femur başında bozulan kan dinamiği kısa zamanda düzelmektedir.
Hastalık, büyüme sırasında kalça eklemine kan akışının bozulmasına bağlı olarak oluşur (kalça eklemini, uylukkemiği başı ile kalça kemiği oluşturur). Erkek çocuklar Perthes hastalığına kızlardan daha sık yakalanırlar. 1000 erkek çocuktan 1'inde görülmesine karşılık, bu oran kızda 4500'de 1'dir. Perthes hastalığında vakaların yüzde onunda iki kalça birden tutulur. Hastalık dalgalanmalar gösterir; kısa süreli iyileşme dönemleri olur. önemde hastalığa maruz kalması söz konusudur.
Perthes; uylukta ve kalçada ağrı, bacakta aksama, topallama gibi bulgularla kendini gösterir. Bu belirtiler bazen çok hafif olabileceği gibi bazen çok da şiddetli olabilir. Çok nadir görülen durumlarda bacakta kısalma da görülebilir. Bu nedenle bir çocuğun sıklıkla ağrıdan söz ettiği durumlarda ve yürümede aksama olması halinde geç kalmadan çocuk ortopedi uzmanına başvurmakta fayda vardır.
- Diz ağrısı
- Kalça hareketlerinde ağrı ve kısıtlılık
- Topallama
- Uzun süre şikayeti olanlarda kas zayıflığı
Pertes hastalığının tedavisi ile ilgili olarak; " Tıp literatüründe Legg-Calvé-Perthes hastalığı olarak da bilinen Perthes hastalığı çocukluktan yetişkinliğe ve yaşlılık dönemine kadar sürekli ve detaylı tıbbi takip gerektirir. Perthes hastalarının büyük çoğunluğu topallama, aksama, kalça ve diz ağrısı gibi şikayetlerle bize başvurmaktadırlar. Perthes hastalığının tanısında anemez, fizik muayene ve radyografi yeterli olmaktadır. Ancak tanının kesinleştirilmesi adına MR ve tomografiye ihtiyaç duyulabilir. Perthes hastalığının tedavisindeki başlıca amaç eklem hareket açıklığını korumaktır. Uygulanan tedavi ile femur başını asetabulum (hokka çukuru) denilen kalça eklemi yuva kısmının içinde tutulması sağlanır. Bu sayede eklemin küresel yapıda gelişimi hedeflenir. Eklem hareket açıklığı korunur ki femur başı küresel yapıda gelişebilsin."
Yaklaşık olarak 2 - 2,5 yıl süren perthes hastalığı, hastalık ve tedavi sürecinde hastanın aşırı sportif aktivitelerde bulunması, yüksekten atlaması ve temas sporuna katılması kısıtlanmalıdır. Bu tip kısıtlamaların yanı sıra hastanın günlük aktivitelerinde herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir. Aktiviteler karşısında alınan önlemlerin yanı sıra ağrılı dönemlerde antiemflamatuvar ilaç kullanımı ve istirahat önerilir. Femur başı topunu yuvada tutmak için bacaklar açık pozisyonda alçı uygulaması, birtakım ortez kullanımı ve cerrahi uygulamalar tedavi sürecine dahil edilebilir. Ancak hastalığın seyrinin uzun olmasına bağlı olarak alçı ve ortez tedavisi çocukların uyumunu zorlaştırabilir. Buna bağlı olarak genellikle cerrahi müdahale tercih edilir. Uygulanan cerrahi müdahalede femur başının küresel yapıdaki gelişimini sağlamak için asetabulum yuvasının içine yerleşmesi sağlanır.