Doğum felci, çok genel bir deyim olmasına karşın hemen her zaman normal doğumla dünyaya gelen bebekte doğum sırasındaki travma sonucu boyundan kola gelen sinir demetinin hasar görmesini ifade eder. Genellikle birinci doğumlarda, iri bebeklerde ve annenin anatomik yapısı ile ilgili bazı durumlarda risk daha yüksektir. Bebeğin etkilenen tarafta kolunu oynatmaması ile fark edilir.
Sinirlerdeki zedelenmenin tipi, sorunun nereleri etkilediğini ve ciddiyetini tayin eder. Yaralanma basit bir gerilme ise etkilenen sinirlerde çok büyük oranda iyileşme gözlenir ve felce uğrayan kaslarda hareket tekrar başlar. Ciddi bir yaralanma veya kopma söz konusuysa iyileşme beklenen düzeyin çok altında kalır veya hiç olmaz. Etkilenen sinir demetlerinin hangileri olduğu ise felce uğrayan bölgeyi belirler. Örneğin bazı hastalarda omuz ve kol kaslarındaki etkilenme ön planda iken, bazılarında önkol ve el ön plandadır, bazılarında ise tümü etkilenir.
Doğum felci, doğumdan hemen sonra anlaşılabileceği gibi, daha sonra bir çocuk hekimi veya aile üyesi tarafından farkına varılan olgular da olabilir. Anlaşıldıktan sonra tıbbi bir kuruluşa gidilerek bu sorunla ilgili ortopedist , fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı gibi ilgili hekimlere baş vurulmalıdır. Genellikle ilk 3 ay içinde felce uğrayan kaslardaki düzelmenin ne boyutta olduğu belirginleşir. Düzenli takiplerde hiç bir belirgin düzelme saptanmıyorsa hasar gören sinirlerle ilgili cerrahi girişim yapabilecek konunun uzmanı bir ortopediste yönlendirme gerekir.
Tam iyileşmeyen felçlerde, çocukluk çağında uygulanan kas transferi girişimleri ile yapılamayan bazı hareketler olanaklı hale getirilebilir. Özellikle omuz-kol etkilenmesi olan felçlerde (Erb tipi) de kol kemiğinde yapılan cerrahi girişimlerle bazı deformitelere çözüm getirilerek kola hareket kazandırılabilir.